BETON ( CONCRETE )

BETON ( CONCRETE )

  • Beton 1824 yılında portland çimentonun üretilmesi ve 1848’de İngilterede ilk çimento fabrikasının kurulmasıyla kullanılmaya başlanmıştır.
Beton 1824 yılında portland çimentonun üretilmesi ve 1848’de İngilterede ilk çimento fabrikasının kurulmasıyla kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonra 1903 yılında Almanyada hazır beton kullanılmaya, 1916 yılında da betonun taşınması için transmikserler kullanılmaya başlanmıştır. Beton; çimento, agrega, su ve gerektiğinde kimyasal ve mineral katkıların uygun oranlarda ve homojen olarak karıştırılmasıyla oluşturulan, başlangıçta plastik kıvamda olup şekil verilebilen, zamanla çimentonun hidratasyonu ile katılaşıp sertleşerek mukavemet kazanan bir yapı malzemesidir. İyi beton; maruz kaldığı yüklere ve çevre etkilerine karşı hizmet ömrü boyunca, fiziksel ve kimyasal bütünlüğünü koruyabilen, dayanımı yüksek, geçirimsiz betondur. Betonda kalitenin ölçüsü, basınç dayanımına göre değil, betonun ekonomik ömrü boyunca maruz kaldığı çevre etkilerine ve yüklere karşı dayanıklılığıdır. Türkiye karayolu mühendisleri ve karayolu tasarım mühendisleri için Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan "Beton ve Beton Malzemeleri Laboratuar Deneyleri - 2008" yayını aşağıda verilen link üzerinden Karayolları Genel Müdürlüğü internet sitesinden download edilebilir.
                                                 

BETONDA ALKALİ - SİLİS REAKSİYONU
(Alkali-Silica Reaction In Concrete)
1.Makale : Betonda Alkali - Silis Reaksiyonu 
Agregalarda bulunan reaktif silis ile beton boşluk çözeltisinde yer alan ve ağırlıklı olarak çimento kaynaklı olan alkaliler arasında oluşan reaksiyona alkali–silis reaksiyonu denilmektedir. Reaksiyonun 1940’ların başında tanımlanmasından bu yana, konu ile ilgili çok sayıda araştırma yapılmıştır. Araştırmalar sonucunda kayda değer bilgi birikimi oluşmasına rağmen, halen, konu ile ilgili tam anlaşılmayan ve daha fazla araştırma gerektiren hususlar mevcuttur. Bu bildiride reaksiyonun oluşma ve genleşme mekanizması, ortaya çıkan ürünler ve bunların özelikleri ile reaksiyonu etkileyen faktörler ve hasarın teşhisi ile ilgili literatür taraması sunulmuştur.


1.Bildiri : Alkali agrega reaksiyonu yönünden zararlı olan bir ocağın iyileştirilmesi. 
Çimento pastasında bulunan alkali hidroksitlerle agregada mevcut aktif minerallerin reaksiyonu sonucu oluşan alkali-silika reaksiyonu beton yapılarda çatlaklara ve deplasmanlara yol açabilecek genişleyebilen bir jel oluşturur. Genellikle, jelin genleşmesi sonucu oluşan bu çatlakları minimuma indirmek yada engellemek için puzolanik malzemeler veya sodyum oksit eşdeğeri düşük çimentolar veya katkılı çimentolar kullanılır. Bu çalışmada ASTM C 295 standardına göre mineralojikpetrografik analizi yapılan ve Kanada CSA A23.2-25-25A test metoduna göre alkalisilika reaksiyonu yönünden zararlı çıkan bir agregaya üç farklı yüzdede (%10,%20,%30) dört farklı puzolanın (uçucu kül, tras, pomza ve curuf) ve tek başına katkılı çimentonun etkisi incelenmiştir. 

BETON AGREGALARINDAN METİLEN MAVİSİ ve KUM EŞDEĞERLİĞİ DENEYLERİ
  • İnce Agregalarda Yapılan Metilen Mavisi ve Kum Eşdeğerliği Deney Sonuçlarının Beton Özelliklerine ve Maliyetine Etkisi : Beton agregalarından ince kum içinde bulunan 0,063 mm elek altı çok ince malzeme (kil, silt ve çok ince taş unu) içeriği ve kalitesi beton kalitesi açısından büyük önem taşımaktadır. Günümüzde, kum-çakıl ocaklarından yıkanmış-elenmiş doğal agrega temini yok denecek kadar azalmış olup, çoğunlukla beton agregası olarak taş ocaklarından temin edilen kırılmış-elenmiş kırmataş agregaları kullanılmaktadır. Kırmataş agrega üretiminde, özellikle yıkama tesisi bulunmayan konkasörlerden elde edilen ince agregaların betonda kullanılmasında çok ince malzeme kalitesinin (0,063 mm göz açıklıklı elekten geçen agrega tane sı- nıfı) büyük önemi vardır. Agregalarda 0,063 mm elek altı çok ince malzemeler agrega içinde ince halde dağılmış veya topaklar halinde veya agrega tanelerine yapışık olarak bulunabilirler.

- Metilen mavisi değeri (MB) arttıkça kil mineralleri tarafından yüzeyde tutulan boya miktarı artmakta olup, ince malzemenin kirliliğinin arttığını, MB değeri azaldıkça kirliliğin azaldığını anlamaktayız. Kum eşdeğerliği deneyinde, kum eşdeğerliği değeri (SE) arttıkça kirliliğin azaldığını, SE değeri azaldıkça kirliliğin arttığı görülmüştür.

Kırma kumda MB değeri artıp, SE değeri azaldıkça (kumda kirlilik arttıkça) betonun su ihtiyacı artmakta, hedef kıvam için gerekli tedbirler alınmazsa W/C artarak, dayanımlar düşmekte ve geçirimlilik artarak beton dayanıklılığı azalmaktadır.

- Kırma kumda MB artıp, SE azaldıkça (kumda kirlilik arttıkça) W/C oranını değiştirmeden hedef kıvamları yakalamak için çimento ve kimyasal katkı kullanım oranlarını arttırarak bazı önlemler alınabilir. Deney sonuçlarında, kırma kumda kirlilik arttıkça hedef kıvamı yakalamak için verilen ilave kimyasal katkı ile W/C oranları değişmemiş ve yapılan betonların nihai dayanımları birbiri ile aynı değere ulaşmıştır. Yapılan ilave katkı, beton hammadde maliyetini artırmıştır.
Metilen Mavisi Deneyi (TS EN 933-9)
Kum Eşdeğerliği Deneyi (TS EN 933-8)
indirme linki - Metilen Mavisi ve Kum Eşdeğerliği Deney Sonuçlarının Beton Özelliklerine ve Maliyetine Etkisi


KENDİLİĞİNDEN YERLEŞEN BETONLAR
(Self Compacting Concretes)
  • Türkiye Hazır Beton Birliği Tarafından Yayınlanmış Makaleler
1.Makale : Kendiliğinden yerleşen betonların (KYB) son yıllarda beton teknolojisinde gözlenen en önemli gelişme olduğu söylenebilir. Gerçekten KYB’lar ile vibratör kullanılmadan çok sık donatılı ve karmaşık kesitli elemanların üretimi sağlanmakta, böylece üretim hızı ve kalitesi artmaktadır. Kendiliğinden yerleşen betonlar (KYB), iyi işlenebilir bir betonun taze haldeki temel özelliklerinden olan kolay yerleşebilmeyi vibratör uygulamadan gerçekleştirmekte, aynı zamanda ikinci özellik olan ayrışma direncini de yüksek oranda sağlamaktadırlar. Seksenli yılların sonlarında Japonya’da geliştirilen KYB’lar [1] doksanlı yıllarda Dünya’ya yayılmaya başlamış, Türkiye’de kullanımı ise 2000’li yıllara rastlamaktadır

2.Makale : Kendiliğinden yerleşen beton (KYB) önemli ölçüde akışkanlık özelliği ve kendi ağırlığı ile yerleşme yeteneği olan betondur. Sıkıştırma ve yerleştirme için vibrasyon gerektirmeyen yenilikçi bir betondur. Akışkanlığı ve ayrışma direnci, yüksek seviyede homojenlik, minimum beton boş- lukları ve üniform beton dayanımını garanti eder ve yapı için daha üstün seviyede dayanıklılık ve bitirme potansiyeli sağlar. KYB genellikle potansiyel olarak erken yaşta yüksek dayanım sağlar. Dü- şük su-çimento oranı ile üretilmesi, erken yaşta kalıptan alınması ve yapıların daha hızlı kullanımına imkan sağlaması önemli avantajlarındandır. KYB’yi geleneksel betonlarla karşılaş- tırdığımızda birçok avantajı vardır. Akı- cı olması, minimum işçilik gerektirmesi, ekonomik olması, hızlı uygulanması, gürültü kirliliğine engel olup sık donatı arasında ayrışma oluşmadan kalıp içerisini kolaylıkla doldurabilmesi, vibrasyona gerek duymadan her türlü kalıba kendi ağırlığı ile yerleşebilmesi ile geleneksel betonlara göre daha yüksek performans elde edilir.

3.Makale : Özel dosya kendiliğinden yerleşen beton ve Türkiyede kullanıldığı projeler..BASF (Glenium Sky)..EPO (Epocon Plus)..ERCA (Fluxer PC)..GRACE (Adva) ..IDEA (Gantre) ..SIKA (ViscoCrete® SF) ..YAPICHEM (Degaset Serisi).
- Akasya Acıbadem
- Antares Alışveriş ve Yaşam Merkezi
- Anthill Residence
- Bosphorus City
- Haliç Metro Geçiş Köprüsü Projesi
- Innovia
- Varyap Meridian

4.Makale : Kendiliğinden Yerleşen Beton Üretiminde Polikarboksilat Esaslı Süper Akışkanlaştırıcı Katkıların Kullanımı. 
Bu çalışmada 2 farklı süper akışkanlaş- tırıcı katkının (polikarboksilat esaslı) 3 farklı KYB tasarımındaki taze ve sertleşmiş hal performansları deneysel olarak incelenmiştir. Hazırlanan karışımlar üzerinde taze halde; yayılma çapı, 500 mm’ye yayılma süresi ve L kutusu geçiş yeteneği ölçümleri yapılmıştır. Sonrasında alınan örnekler kullanılarak farklı yaşlarda basınç, yarmada çekme ve eğilme deneyleri gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, ultrases geçiş hızları da haftalık aralıklarla 28 güne kadar ölçülmüştür. Taze ve sertleşmiş beton deneylerinden elde edilen sonuçlar ışığında; kullanılan süper akışkanlaştırıcı katkıların kendili- ğinden yerleşebilirliğe ve mekanik özelliklere etkileri tartışılmıştır.